T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ERZİNCAN / MERKEZ - Şehit Ahmet Aytekin Ortaokulu

RehberlikSERVİSİ

Mrt

 

HOCABEY TOKİ ORTAOKULU

ŞUBE REHBER ÖĞRETMENİNİN YAPACAĞI ÇALIŞMALAR

 

Rehberlik çalışmalarını okulun "Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi" ile iş birliği içinde yapar , servisçe yapılan tavsiyeleri uygular , 

Sınıf - şube' nin oturuş düzenlemesini yapar , öğrencileri boy sıralamasına ve engellerine uygun olarak ve hepsi rahatlıkla tahtayı görecek şekilde sıralara oturtur.  (Snellen Göz Testi Yapılması)

Öğrenci oturma planını hazırlayarak  sınıfa asar.  (1. HAFTA)

Şbt

İnternetin çıkması, gelişmesi ve sirayet etmesiyle internet bağımlılığı ortaya çıkmıştır. Dönemimiz, teknoloji çağı olması sebebiyle çok fazla insan çok fazla nedenden dolayı internete başvurabiliyor. Fakat bu işlevin dozunu kaçırmamak gerekiyor. Limitsiz kullanılan internet, bir zamandan sonra bağımlılığa dönüşebilmektedir. İnternet bağımlılığı, birçok ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklara, hastalıklara sebep olmaktadır. Dikkat edilmesi gereken nokta, interneti planlı ve bilinçli bir şekilde kullanmaktır. Şuursuz ve zamansız olarak kullanılan internet, sosyal ilişkilerde zayıflığa neden olabilmektedir.

May

 

OKUL REHBERLİK SERVİSİ ÇALIŞMALARI

} Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre rehberlik programının hazırlanması:

} Kişisel-sosyal, eğitsel ve mesleki amaçlı bireysel görüşmelerin yapılması:

} Herhangi bir konuda yoğun ihtiyaç gösteren ya da sorun yaşayan veya sorun yaşaması muhtemel risk gruplarındaki öğrencilere yönelik her türlü bireysel ya da grupla danışma

} Okula uyum problemi yaşayan öğrenci ve velileri ile bireysel görüşmeler yapılması. } Okuldaki risk faktörlerinin tespiti (riskli, parçalanmış aile çocuklar vb öğrencilerin belirlenmesi )

} P.T.E ve OTOBİYOGRAFİ sonucu sınıflardaki sorun tespit edilen öğrencilerle, aile ile ve okulda bulunan diğer birim ve kişilerle görüşmeler yapılması

} Disiplin problemi çıkartan öğrenci ile görüşerek nedenlerinin anlaşılmasını sağlamak varsa çözüm üretmeye çalışmak.

} Öğrencilerin ders başarı durumları ve devam durumlarının araştırılması, nedenlerinin belirlenmesi ve iyileştirme çalışmalarının yapılması

} Öğrencilere yönelik eğitsel-mesleki rehberlik:

} Öğrencilere çeşitli alanlarda seminer verilmesi ◦ Okul rehberlik servisinin öğrencilere tanıtılması, amaçları ve işleyişi hakkında bilgilendirme çalışmaları ◦ Verimli ders çalışma yolları semineri ◦ TEOG- Sınav kaygısı-Test çözme teknikleri semineri-sınav kaygısı ◦ Ergenlik dönemi-Madde kullanımının önlenmesi semineri ◦ Güvenli internet kullanımı semineri ◦ Mesleki Rehberlik-Meslek Tanıtımı- Orta Öğretim Kurumlarının Tanıtımı

} Planlı ve etkili çalışma konularında problem yaşayan öğrencilerle bireysel görüşme yapılması

} Öğrencilere bireysel ders çalışma programının hazırlanmasına yardımcı olmak.

} Öğrencilerimizin çeşitli meslekler hakkında bilgi sahibi olmalarına, kendi ilgi ve yeteneklerini, sınırlı ve güçlü yönlerini tanıyarak en uygun alana yönelmelerine ve uygun mesleği seçmelerine yardımcı olunmaktadır.

} Öğrencilere yönelik testlerin uygulanması:

} Problem Tarama Envanteri-Devamsızlık -Başarısızlık Nedenleri Envanteri

} Sınav Kaygısı Envanteri -Otobiyografi Envanteri-Akademik Benlik Kavramı Ölçeği Ve İhtiyaca Yönelik Test Ve Envanterler

} Snellen Göz tarama çalışmaları

} Ortaöğretim kurumlarına gezi düzenlenmesi

SINIF VE SINIF REHBER ÖĞRETMENLERİNE MÜŞAVİRLİK HİZMETİ:

} Rehberlik etkinliklerin değerlendirilmesi, sorunlu öğrencilerin takibi ve işbirliği, rehberlik programların değerlendirilmesi vb.

} Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Programının sınıf öğretmenleri ile görüşülmesi ve tanıtılması

} Öğretmen eğitim seminerleri: RYK-Sınıf rehber öğretmenleri Toplantıları, Sınav sistemleri hakkında öğretmenlerin bilgilendirilmesi

} Öğretmen bilgilendirme dokümanları

} Sınıf Öğretmenleri ile görüşmeler

} Branş Öğretmenleri ile görüşmeler

} Okul Yönetimi ile görüşmeler

VELİ GÖRÜŞMELERİ- VELİ TOPLANTILARI-EV ZİYARETLERİ VELİ EĞİTİM SEMİNERLERİ

} Okul başarısında ailenin rolü

} Çocuk eğitimde anne baba tutumları

} Sınav sistemleri hakkında velilerin bilgilendirilmesi

} Madde kullanımının önlenmesi ile ilgili aile gerekli bilgilerin verilmesi

} Veli bilgilendirme dokümanları DİĞER HİZMETLER

} Özel eğitime gereksinim duyan öğrencilerin belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, sınıf öğretmeni ile bireyselleştirilmiş eğitim planının hazırlanması konusunda müşavirlik yapılması

} Rehberlik panosunun ihtiyaçlara göre hazırlanması ve her ay düzenlenmesi

} Başarılı ve problemli öğrencilere ev ziyaretlerinin yapılması

} İhtiyaçlara göre yapılacak diğer çalışmalar… PDR servisinden istenen rehberlik ile ilgili raporları hazırlamak.

 

May

 

Okul Kültürü Oluşturulması

• Okula yeni atanan bir öğretmen güler yüzle karşılanıyor ve iş arkadaşlarının ona yardım etmek istediklerini hissediyorsa
• Okuldaki herkes ne yapacağını biliyor ve zamanında yapıyorsa
• İnsan ilişkileri saygıya dayalı olarak sürdürülüyor ve ilişkilerde belli bir mesafe korunuyorsa
• Etkili bir iletişim ortamı varsa
• Karar verme süreçlerinde duygusallık değil, akıl ve sağduyu etkili oluyorsa
• Sorumluluklar paylaşılmış ve belirsizlikler ortadan kaldırılmışsa
• Bir problemle karşılaşıldığında eylem araştırmaları yapılıyor ve gelişme sağlanıyorsa
• Ortak akıl kullanılarak sinerji yaratılabiliyorsa
• Takım ruhu oluşturulmuşsa
• Çalışanlar ve paydaşların memnuniyeti yüksekse
• Paydaşlarca algılanan kalite beklenen kaliteden yüksekse
• Zorunlu olmadıkça çalışanlar izin, sevk ve rapor almıyorlarsa
• Okula yeni atanan öğretmen ön yargılarından uzak durabiliyorsa
• Paydaşların olumlu desteği sağlanıyorsa olumlu okul iklimi vardır denilebilir.

   Bir okulda gelişmenin sağlanabilmesi için olumlu bir okul kültürünün yaratılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bunun sağlanabilmesi için okul yönetimlerine çok iş düşmektedir. Okul yönetimlerinin benimseyeceği demokratik ve gelişmeyi destekleyen tutumlar yeni göreve başlayan öğretmenleri cesaretlendireceğinden genç öğretmenler, olumlu okul kültürünün oluşumuna katkısı olabilecek bilgi, beceri ve yeteneklerini çekinmeden ortaya koyabilirler. Kurum Kültürü genel anlamıyla herhangi bir kuruma özgü davranışları, inançları ve alışkanlıkları kapsar. Kültür o kurumun üyeleri tarafından paylaşılır, onların davranışlarını düzenler. Çalışanların kurumsal aksiyonlarının kurum kültürüyle örtüşmesi, yönlendirilebilmesi ve normların grup üyeleri tarafından kabul edilmesi halinde yerleşmiş bir kurum kültürünün oluşmasını sağlar.

 

 

May

Bilim, sanayi ve teknolojinin sürekli geliştiği bir dünyada bireylerin hayal ettikleri meslekte çalışmaları için; yeniliğe açık, girişimci ve yaratıcı olmaları beklenmektedir. Bu yolda amaçlarına ulaşıp, mesleklerinde yetkin bireyler olabilmeleri için öğrencilerimize mesleki ve teknik eğitim okullarında tercih ettikleri alan ve dalda eğitim alma şansı sağlanmaktadır. Bu kapsamda, 53 alan ve 205 dalda eğitim verilmekte ve öğrencilerimizin tercih seçeneğinin oldukça fazla olduğu görülmektedir.(Alan /dal listesini görmek için tıklayınız.)  
Öğrencilerimiz liseyi bitirdiklerinde eğitim gördükleri alan ve dalda hem diploma hem de işyeri açma belgesine sahip olup teknisyenlik unvanı kazanırlar. Ayrıca mezun olan öğrencilerimiz;  aldığı ve başardığı modülleri, dersleri ve kredileri gösteren belge ve yurt dışı iş başvurularında, eğitim sertifikalarını ve diplomalarını sunma ve açıklama konusunda yardımcı olan EUROPASS Sertifika Eklerine sahip olurlar.  
Sayısı yüzbinleri geçen lisans mezunlarının işsiz olması, işverenlerin ise meslek lisesi mezunlarını tercih etmesi mesleki ve teknik eğitim kurumlarının önemini ortaya koymaktadır.

 Okullarıda Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek Programları bulunur. 9.sınıfta ortak programda eğitim verilir. 9.sınıfın sonunda öğrenciler, Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek programlarında yer alan alanlara ayrılırlar. 
 
 
 Anadolu Meslek programında, bir mesleğe yönelik bilgi ve becerilerin yanında genel bilgi dersleri de yer almaktadır.  
 
 Anadolu Teknik programında ise bir mesleğe yönelik bilgi ve becerilerin yanında matematik, fizik, kimya ve biyoloji dersleri 4 yıl boyunca ağırlıklı olarak verilmektedir.  Her iki programda da 10.sınıfta mesleki alan eğitimi, 11 ve 12. sınıfta meslek alanına bağlı olarak dal eğitimi verilir**. 
 
**9.sınıfı tamamlayan öğrenciler 10.sınıftan itibaren meslek alanıyla ilgili öğrenim görmeye

İşletmelerde Mesleki Eğitim ve Staj 
 
Öğrencilerimiz mesleki eğitim uygulamalarını, işletmelerde mesleki eğitim ve stajla yapmaktadır.  
İşletmelerde mesleki eğitim; Anadolu meslek programı öğrencilerinin mesleki bilgi, görgü ve becerilerini artırmak amacıyla 12.sınıfta 3 gün işletmede öğrenim gördüğü bir uygulamadır.  
Staj ise Anadolu teknik program öğrencilerinin mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmelerini, iş hayatına uyumlarını, gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmelerini ve okulda olmayan tesis, araç-gereci tanımalarını sağlamak amacıyla 40 iş günü işletmelerde uygulama eğitimi gördüğü mesleki eğitimdir. 
İşletmelerde mesleki eğitim gören ve staj yapan öğrencilerimiz; 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu´na göre işletmelerde meslek hastalıkları ve iş kazalarına karşı sigortalanırlar. Ayrıca işletmelerde mesleki eğitim ve staj gören öğrencilere işveren tarafından yaşlarına uygun olarak asgari ücretin %30´undan az olmamak kaydıyla ücret ödenir. 
 
Bursluluk İmkanları 
Maddi imkânları yetersiz olan öğrencilerimiz isterlerse yatılılık imkanlarından ve bursluluk sınavına girerek sınav sonucuna göre burs imkanlarından faydalanabilirler. 
 
Mesleki Eğitim Merkezleri 
Mesleki eğitim merkezlerimizde 27 alan 140 meslek meslek dalında eğitim verilmektedir. Mesleki eğitim merkezi mezunlarımız ustalık belgesi almaktadır. Mezunlarımız isterlerse fark derslerini alarak mesleki ve teknik ortaöğretim diplomasına sahip olabilirler. Ayrıca yükseköğretime devam etme hakkına da sahiptirler. 
 Yükseköğretime Geçiş  
Mesleki ve teknik eğitim okullarından mezun olan öğrencilerimiz isterlerse yükseköğretime devam hakkına sahiptirler. Mezun oldukları alanla ilgili ön lisans (2 yıllık) ya da lisans(4 yıllık) programlarını tercih edebilirler. Üniversiteye geçiş sınav sonucuna göre alanında eğitim yapmak isteyen öğrencilerimize meslek yüksekokullarına geçişte ek puan verilir. Mezunlarımız yükseköğretime geçerken hiçbir hak kaybına uğramazlar.  
 
Özetle; Mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören bir öğrenci, meslek eğitimine 10.sınıfta başlar, meslek derslerinin yanında genel kültür derslerini de almaya devam eder. Lisedeyken mesleki eğitim uygulamalarını yapar, meslek hastalıkları ve iş kazalarına karşı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sigortalanır. Ayrıca Anadolu Meslek programının 12.sınıfında öğrenim gören öğrenci, işletmelerde mesleki eğitimini yaparken 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen hükme göre işveren tarafından kendisine ücret verilir. Mesleki ve teknik eğitim okulundan mezun olan öğrenci eğitim gördüğü meslek alanıyla ilgili;  
 Diplomaya   İşyeri açma belgesine   EUROPASS Sertifika Eklerine  Teknisyenlik unvanına   sahip olur. 
 
Böylece bu okullarda öğrenimini tamamlayan bireyler; işverenlerin aradığı özelliklere sahip, nitelikli " ana " eleman olarak kendi ve ailesinin geleceğine yön veren ve ülke kalkınmasında rol alan öncü bir nesil olma şansına sahiptirler.

kaynak:meb

May

Anadolu Liseleri, öğrencileri ilgi ve başarılarına göre yükseköğretim kurumlarına hazırlayan liselerdir. Amaçları ise uzmanlarca geçerliliği kabul edilmiş bilgiler öğretip, bu doğrultuda gelişim ve başarı gösterecek ve dünyadaki gelişimleri izleyebilecek seviyede bireyler yetiştirmektir.

 

Anadolu Liseleri´nde eğitim süresi genel olarak 4 yıldır. 1 sene hazırlık sınıfı bulunan liseler de olup; bu liseler 5 sene eğitim veren liselerdir. Anadolu Liseleri´nde öğrenim gören öğrenciler fen bilimleri, Türkçe, matematik, sosyal bilimler ve yabancı dil alanlarında öğrenim görürler. Bu okullarda, MEB tarafından uygun görülen müfredat programı uygulanır.

 

Derslerin öğretimi Türkçe yapılır, ancak bazı okullarda fen bilimleri ve matematik dersleri 1. Yabancı dil ile okutulabilmektedir. Anadolu liselerinde 1. yabancı dil olarak İngilizce, Fransızca ve Almanca dersleri verilmektedir.

 

Anadolu Lisesi, Fen Lisesi veya Sosyal Bilimler Lisesi’nden bir bakıma daha avantajlı durumdadır. Fen Lisesi öğrencisi sadece sayısal, Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi de sadece sözel bölümde okuyabilirken; Anadolu Lisesi, öğrencilere her bölümde okuma imkanı sunar.

 

Düz liselerin Anadolu Liselerine dönüştürülmesiyle beraber Anadolu Liselerinin değer kaybettiği konusunda bir yargı söz konusudur. Ancak ülkemizde o kadar köklü Anadolu Liseleri vardır ki; bu okulları kazanmak için girilmesi gereken yüzdelik dilim; düz liselerin Anadolu Lisesine çevrilmesine rağmen hala aynıdır. Çünkü bu okullar, öğrencileri üniversitelere hazırlamada ve sağladığı imkanlarla en çok tercih edilen okulladır. Bu okullardan mezun olan öğrenciler, üniversite sınavını kazanmaları halinde yükseköğretim programlarına devam edebilmektedirler.

 

Merkezi sınav sonucunda Anadolu Liselerine puanları yetmeyen öğrenciler, o yıldan itibaren ya meslek liselerine gitmeli; ya da açık liselere kayıtlarını yaptırmalılardır.

 

Anadolu Lisesi mezunu olan biri, KPSS’ye girip devlette çalışma olanağı bulabilir. Lise mezunu olup bu sınavlara girenler genelde memur olarak meslek hayatlarına başlamaktadırlar.

 

May

Sevgili anne ve babalar, Çocuğunuzun okul başarısı için;

  • Okulu ve öğretmenleri ile sıkı bir işbirliği kurmalıyız
  • Okul yaşantısı ile ilgilenmeli, anlattıklarını dinlemeliyiz.
  • Okul dışındaki arkadaşlarını ve ailelerini yakından tanımalıyız.
  • Çeşitli sorunları için sınıf öğretmenine ve rehber öğretmenine başvurabilirsiniz, çocuğunuzun sorun yaşadığı durumlarda gerekli yerlere başvurmasını sağlayabiliriz.
  • Öğüt vermek yerine örnek davranışlar, göstermeliyiz. Çocuklar duyduklarını değil gördüklerini uygular.
  • Aile ve evle ilgili konularda ve sorunlarda çocuğunuzun düşünce ve önerilerini alıp onunla konuşunuz.
  • Çocuğunuzu yemek yemeden, kahvaltı etmeden okula göndermemeliyiz.
  • Okula devam durumu ile yakından ilgilenmeliyiz.
  • Çocuğunuzun evde ders çalışmasını kontrol etmeliyiz. Ancak sürekli şekilde "ders çalış" ikazı olumsuz etki yapabilir. Onun yerine uygun ortam sağlayınız.
  • Konuları bilmeseniz ve test edemeseniz dahi onun çalışıp çalışmadığını takip edebilirsiniz. Çalışan anne-babalar yalnızca her gün evden çıkarken eve döndüğünde o gün yaptığı çalışmalara bakacağını söylemesi, belli aralıklarla kontrol edilmesi çocuk üzerinde bir kontrol sağlayacaktır.
  • Çocuklarınızın okul ve sınav başarılarına yönelik eleştirilerde bulunurken çocuğun kişiliğine yönelik değil davranışına yönelik eleştirilerde bulunmalı ve yapıcı olmalıyız.
  • Örneğin "Ne zaman iyi not aldın ki zaten, hiç şaşırmadım. Ne zaman adam olacaksın sen ?" şeklindeki eleştiri yerine " Çalışmadığın için yine zayıf aldın. Biraz gayret ettiğinde başarabileceğine eminim. Benim yardım edebileceğim bir şey var mı? Sence nerede sorun çıkıyor ?" diye sormak hem öğrencinin savunmaya ve saldırıya geçmesini engelleyecek hem de çözüm için düşünmesini sağlayacaktır.

Nis

SNELLEN GÖZ TARAMA TESTİ

Öğrencinin öğrenim görevini yerine getirebilmesi için iyi görmesi gerekir. Modern eğitimde kullanılan eğitim araçlarının çokluğu aile çevresinde televizyon ve bilgisayar gibi göze ve kulağa hitap eden araçların yaygınlaşması çocuğun görme yeteneğini daha çok kullanmasını gerektirmektedir. Görme kusurları çocuk ebeveyni ve öğretmen tarafından bazen anlaşılır. Ancak çoğu zaman görme probleminden ne kendisi ne ailesi ne de öğretmeni haberdar değildir. Bu durum ise öğrencinin rahat kavramsını ve öğrenmesini engeller. Hatta bazen geri zekalı damgasını almasına dahi sebep olabilir.

Snellen Testi öğrencilerin görme yönünden tarama yapmak için kullanılan pratik bir testtir. Kart halinde (22 x 55 cm) ebatlarında standart halde basılmıştır. Bu kart “E” halinin değişik boyda ve değişik pozisyonda sıralanmasından meydana gelen bir tablodur.

Nis

SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Kaygı her hangi bir stresli durumda yaşanan doğal bir duygudur ve yaşamın doğal bir parçasıdır. Öğrenciler için sınava girmek stres dolu ve kaygı yaratan bir yaşantıdır. Her öğrenci, sınava bağlı olarak, kaygının etkilerini değişik şekillerde yaşar ve hisseder. Aslında bir miktar kaygı yaşamanın, en iyi performansı göstermede olumlu etkileri vardır. Yaşanan kaygı sırasında salgılanan adrenalin miktarının, uyarıcı etkisi ve dikkati odaklamada önemli rolü vardır. Ancak aşırı kaygı durumunda salgılanan yoğun adrenalin, bilgi transferini engeller, bir takım fiziksel belirtilerin ortaya çıkmasına ve paniğe sebep olur. Sınav kaygısının etkileri, sınavda bilgilerini unutma ve bir boşluk yaşamadan, fiziksel olarak hastalanmaya kadar geniş bir yelpazeye yayılır.

Sınav kaygısı eğitim başarısı önündeki en ciddi engeldir.Türkiye’de üniversiteye giriş sınavına hazırlanan 4711 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada öğrencilerin sürekli kaygı düzeylerinin, ameliyat olacak hastaların kaygı düzeylerinden daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Yaşanan kaygı düzeyi, sınava hazırlığı ve sınavda gösterilen performansı etkiler ancak bu etki performansa olumsuz yönde yansıdığında ‘’sınav kaygısı’’bir sorun olarak karşımıza çıkar. Eğer sınav sırasında bir boşluk yaşıyor, tüm bildiklerinizi unuttuğunuzu hissediyor ve kendinizde bazı fiziksel değişimleri fark ediyorsanız; sınavdan sonra, serbest bir ortamda ve rahatlamış olduğunuzda sınav sorularını cevaplayabiliyorsanız, ve gerçek performansınıza bu sebeple ulaşamadığınıza inanıyorsanız sınav kaygınız var demektir.

Nis

Bilim, sanayi ve teknolojinin sürekli geliştiği bir dünyada bireylerin hayal ettikleri meslekte çalışmaları için; yeniliğe açık, girişimci ve yaratıcı olmaları beklenmektedir. Bu yolda amaçlarına ulaşıp, mesleklerinde yetkin bireyler olabilmeleri için öğrencilerimize mesleki ve teknik eğitim okullarında tercih ettikleri alan ve dalda eğitim alma şansı sağlanmaktadır. Bu kapsamda, 53 alan ve 205 dalda eğitim verilmekte ve öğrencilerimizin tercih seçeneğinin oldukça fazla olduğu görülmektedir.(Alan /dal listesini görmek için tıklayınız.)
Öğrencilerimiz liseyi bitirdiklerinde eğitim gördükleri alan ve dalda hem diploma hem de işyeri açma belgesine sahip olup teknisyenlik unvanı kazanırlar. Ayrıca mezun olan öğrencilerimiz;  aldığı ve başardığı modülleri, dersleri ve kredileri gösteren belge ve yurt dışı iş başvurularında, eğitim sertifikalarını ve diplomalarını sunma ve açıklama konusunda yardımcı olan EUROPASS Sertifika Eklerine sahip olurlar.

Nis

 

 

Akran zorbalığı, bir çocuğun benzer yaş grubundaki başka bir çocuğa sözel ya da fiziksel şiddetine akran zorbalığı adı verilmektedir.

Akran Zorbalığı Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Zorbalık yapan çocuk diğerini kimi zaman fiziksel kimi zaman duygusal yönden "zayıf" görür, tahakküm etmeyi ya da acı çektirmeyi amaçlar.

Zorba tutumlar;

·         Küçümseyici söylemler,

·         Dalga geçmeler,

·         Arkadan yapılan dedikodular olabilir.

·         Eşyalarına el koyma,

·         Kendisine yiyecek aldırma,

·         Ödevini yaptırma şeklinde ya da dışlama,

·         Görmezden gelme şeklinde belirebilir.

·         Fiziksel Saldırganlık.

 

Neler Yapmalıyız

 

Öncelikle zorbalık uygulayan çocuğun bunu neden yaptığını bilmeliyiz. "Zorbalık uygulanan çocuğun da ne tür tepkiler verdiği gözlemlenmeli. Süreç takibi yürütüldükten sonra akran zorbalığına karşı geliştirilen politikalar uygulanmalı. Kural tanımı yapılmalı. Arkadaşlık ilişkilerini pekiştirmek için etkinlikler yapılmalı. En önemlisi empati kurabilmeyi anlatmak için grup etkinlikleri  yapmalıyız. Zorbalık yapan çocuğa davranış çizelgeleri oluşturmalıyız.  Olumlu davranışları görünür kılmak kişinin gelişimi için olumlu etki yaratacaktır. Öğrenci sürekli zorbalığı konusunda azarlanmamalı, bu davranış kalıpları daha yaratıcı davranış şekillerine dönüştürülmelidir.

 

Uluslararası Akran Zorbalığına Karşı Mücadele Merkezi´nde Jacob Flärdh aşağıdaki soruları yanıtlıyor;

Nis

ANNE BABA OLARAK OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİNİZİ OLUMLUYA ÇEVİRİN

Sınav öncesi, sınav anı ve sonrasına yönelik gerçekleşebilecek olumsuzluklara odaklanmayın. Her şeyin normal olacağını, bazı tersliklerin herkesin hayatında gerçekleşebileceği kadar gerçekleşme şansı olduğunu düşünün ve sınav sonucunun olumsuz olmasının telafisi mümkün olmayan bir terslik olduğu düşüncesini terk edin.

DESTEKLEYİCİ OLUN

Bu zor dönemde çocuğunuzu her zaman destekleyin, ona ilgi gösterin.

GERÇEKÇİ OLUN

Çocuğunuzdan beklentiniz gerçekçi olsun. Onun bireysel yeteneklerini ve farklılıklarını iyi tanıyın, neyi başarıp neyi başaramayacağını doğru değerlendirin. Yapamayacaklarını söyleyip yargılamak yerine yapabilecekleri konusunda çocuğunuzu CESARETLENDİRİN.

OLUMLU OLUN

Sizin sınava ilişkin olumsuz düşünceleriniz onu kaygılandırır, ona olan güveniniz onun özgüvenini artıracaktır.

KIYASLAMA YAPMAYIN

Çocuklarınızı hiçbir zaman başkaları ile kıyaslamayınız. Çocuğunuzun, diğerlerinden farklı bir kişiliğe ve kapasiteye sahip ve kendi istekleri olduğunu düşünün. O başkalarının yaptığını yapamayabilir; ancak sizin çocuğunuzun da başkalarının başaramadığı şeyleri yapabileceğini aklınıza getirin. Bu nedenle çocuklarınızı kendi istekleriniz doğrultusunda zorlamayınız. Sizi tatmin edecek bir başarının onu mutlu edeceğinden emin olmadan hareket etmeyin.

"SEN DİLİ" YERİNE "BEN DİLİ"Nİ KULLANIN

"Sen zaten böylesin, bu normal sonuç." gibi sen dili yerine"Bu sonucun nedenini anlayamıyorum, bunu paylaşabiliriz." gibi kendinizi de olaya ortak eden ve paylaşan bir cümle daima onun her türlü sorununu sizinle paylaşma konusunda cesaretlendirir.

MOTİVE EDİCİ OLUN

Aile olarak çocuğunuzun başarısını arttırmak yolunda yaptığınız davranışlar ve gösterdiğiniz tutumlar amacınız dışında gelişebilir, yani başarısını arttırmak yerine motivasyonu düşürebilir.

SORUMLULUK VERİN

Sınavın sorumluluğunu çocuğunuza bırakın. Çocuğunuzun sorumluluklarını üstlenmeyin, sorumluluklarını yerine getirirken sadece destek olun.

TAKDİR EDİN VE GÜVENİN

Çocuğunuzun olumlu davranışlarını takdir edin, uygun olan her ortamda başarılarını ön plana çıkartın. Anne babasının kendine güvendiğini ve onu takdir ettiğini gören çocuğun, kendine olan saygısı ve güveni de artacaktır.

UYGUN MODEL OLUN

"Kaygı bulaşıcı bir duygudur."

Anne babalar çocuklarının en yakınında model aldığı ilk kişlerdir. Anne babaların tüm davranışları onlar için model olabilir. O nedenle doğru model olmak için anne baba olarak çaba gösterin. Çocuk duyduğunu değil, gördüğünü öğrenir ve uygular. Eğer siz kaygılı olursanız çocuğunuzun da kaygılı olması olasılığı çok yüksektir.

KOŞULSUZ SEVGİ GÖSTERİN

Ona olan sevginizin karşılığında bir şey beklemediğinizi, onu her şartta sevdiğinizi belli edin. Onu desteklediğinizi davranışlarınızla ve sözlerinizle ona iletin.

Nis

Empati bir olayı onun gözüyle görmek, onun kulağıyla işitmek, onun yüreğiyle hissedebilmek ve bunu karşımızdakine hissettirebilmektir. Temel iletişim becerilerinden olan empati insan ilişkilerindeki kaliteyi arttıran en önemli unsurlardan birisidir. Öğrenci-veli, öğrenci- öğretmen veya öğrenci-öğrenci arasındaki birçok sorunun temelinde, gerçek anlamda karşımızdaki insanı anlayamadığımızda ortaya çıkmakta, bu durum da çözüme yönelik mesafe almamızı engelleyen en büyük güç olmaktadır. Problemlerin ortaya çıkış sürecine baktığımız zaman öncelikle tarafların karşı tarafı dinlemek yerine kendini anlatmaya çalıştığını, fakat dinlenmeden eleştirildiğini veya yargılandığını hissettiğinde ise kendini savunmaya başlamasıyla iletişimin tartışmaya döndüğü görülmektedir. İnsanda gerginlik oluşturan en önemli etmenlerden bir tanesinin de anlaşılamamak olduğunu düşündüğümüzde, empatinin problemlerin çözülmesinde ne kadar etkili olduğunu görülmektedir.

 

Çocuklar her gelişim döneminde, döneme özgü bazı problemler yaşamakta fakat aileyle yaşanan problemlerin en şiddetli olduğu dönem ergenlik dönemi olmaktadır. Yaşanan tatsız olaylara baktığımızda ebeveyn çocuğun davranışlarını anlamlandırmakta çocuk ise ailenin verdiği tepkiyi anlamakta güçlük çekmektedir. Çünkü iki tarafta karşısındakinin davranışını kendi penceresinden yorumlamaktadır. Ailede içerisinde problemlerin çözülmesi için yapılan konuşmalarda ebeveynler çoğunlukla “Hey gidi günler, bizim zamanımızda …” diyerek söze başlar, kendi çocukluk dönemleriyle çocukların şu anki yaşantılarını karşılaştırarak çocuklarına karşı yaptığı en empatik konuşmayı yaptığını düşünürler. Bu süreçte sadece problemle ilgili nasihatte bulunarak görünüşte çözüm yolu gösteren bir baba ile suçlu olan ama kendisi ile babası arasında bir duvar olduğunu hisseden, aslen hiçbir değişiklik olmamasına rağmen kabul et kurtul mantığını kurarak içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmaya çalışan bir çocuk profili karşımıza çıkmaktadır.

 

Anne-Babalar çocuklarını yargılamadan, suçlamadan, eleştirmeden önce onları içinde bulunduğunu fiziksel-duygusal-sosyal gelişim döneminin özelliklerini de göz önünde bulundurarak anlamak için dinlemelidirler. Gerçekten çocuğumuzun davranışlarını niçin yaptığını anlamak istiyorsak davranışa onun gözüyle bakabilmeli ve onu anladığımızı hissettirebilmeliyiz. Bunu yapabilirsek o zaman aramızdaki duvarları yıkar ve onun iç dünyasında neler olup bittiğini öğrenebiliriz. Yargılanmadan, suçlanmadan, eleştirilmeden dinlenen ve gerçekten anlaşıldığını düşünen ergen kendini size açmaktan artık korkmayacak ve güven duygusu geliştikçe aramızdaki aşılmaz uçurumları aşmaya başlayacaksınız. 

Böylece ebeveyn olarak çocuğunuzun problemlerini hallederken bir taraftan da çocuğunuzun geleceği adına verdiği pek çok önemli kararda onun yanında olma şansını da yakalamış olacaksınız.

 

Ailesiyle problemlerini paylaşabilen ve kendini gizleme ihtiyacını hissetmeyen öğrenci ergenlik dönemini daha güvenli ve daha sağlıklı bir şekilde atlatacaktır. Ailesinden empati zemininde gerekli ilgiyi ve anlayışı gören çocuk bir müddet sonra model alma yöntemi ile empati becerisini kazanacaktır. Bu beceri çocuğun hem arkadaşlarıyla daha sağlıklı iletişim kurmasını sağlayacak hem de anne-babasıyla yaşadığı çatışmalar azaltacaktır. Bu süreç bir ömür boyu çocuğun başarısını ve hayat içerisindeki yerini etkileyecek olan kişilik gelişimi ve özgüven gelişimine de katkıda bulunacaktır.

Nis

Öğrenme güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma, mantık yürütme, problem çözme ya da matematik alanındaki yeteneklerin kullanımında zorluk yaşanmasıdır. Aynı zamanda, kişinin bilgiyi depolaması, işlemlemesi ve üretmesi konusunda da zorluk yaşamasına neden olmaktadır. Çocuklarda daha sık gözlemlenmesiyle birlikte öğrenme güçlüğüne yetişkinlerde de rastlanmaktadır. Kişinin öğrenme güçlüğüne sahip olup olmadığı bazı durumlarda fark edilmeyebilir ve kişi bununla hayatını sürdürebilir.
Öğrenme güçlüğü belirtileri
Okul öncesi dönem belirtileri:
    Konuşmaya başlamasında önemli ölçüde gecikme,
    Kelimeleri telaffuz etmede ve yeni kelimeleri öğrenmede zorluk ya da yavaşlık,
    Motor hareketlerin gelişmesinde yavaşlık (Örn; ayakkabı bağlanmak ya da düğme iliklemede güçlük, sakarlık)
İlköğretim dönemi belirtileri:
    Okuma yazmayı ve sayıları öğrenmede zorluk,
    Matematik işaretlerini karıştırma (Örn; "x" yerine "+"),
    Kelimeleri tersten okuma (Örn; "ev" yerine "ve"),
    Yüksek sesle okumayı ve yazı yazmayı reddetme,
    Saati öğrenmede zorluk,
    Yön kavramlarını ayırt edememe (sağ-sol, kuzey-güney),
    Yeni becerileri öğrenmede yavaşlık,
    Arkadaşlık kurmada zorluk,
    Ev ödevlerini unutma,
    Nasıl çalışması gerektiğini bilememe,
    Mimik ve beden hareketlerini anlamada güçlük çekme.
    Öğrenme güçlüğü çeken her çocuk farklıdır ve birbiriyle aynı özellikleri taşımaz. Bu nedenle, özelliklerin belirlenmesi ve tanı alması için ayrıntılı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulur.

Öğrenme güçlüğü neden olur?
Öğrenme güçlüğünün nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte araştırmalar beyin yapısındaki işlevsel farklılar ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Bu farklılıklar doğuştan gelir ve kalıtımsaldır. Anne - babada benzer bir öykü varsa ya da kardeşlerden bir tanesinde öğrenme güçlüğüne rastlandıysa diğer çocukta da görülme ihtimali artmaktadır. Bazı durumlarda, doğum öncesi ya da sonrasında yaşanan bir sorun da (hamilelik sırasında alkol kullanımı, oksijen azlığı, prematüre ya da düşük kiloda doğum gibi) öğrenme güçlüğüne etken olabilmektedir. Ekonomik zorluklar, çevresel faktörler ya da kültürel farklılıkların öğrenme güçlüğüne neden olmadığı unutulmamalıdır.
Öğrenme güçlüğü tanısı
Bir uzman tarafından çocuğun doğum öyküsü, gelişimsel özellikleri, okul performansı ve ailenin sosyo-kültürel özellikleri göz önünde bulundurularak klinik değerlendirme yapılır. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve tanı koyma ölçütlerinin belirlenmesi için bir kaynak olan DSM 5´te Özgül Öğrenme Bozukluğu adı altında bulunur. Tanı kriterlerine göre, aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile belirli, öğrenme ve okul becerilerini kullanma güçlüklerinin gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına rağmen en az 6 aydır sürüyor olması gerekmektedir;
    Sözcük okumanın yanlış ya da çok yavaş ve çaba gerektiriyor olması,
    Okunanın anlamını anlama güçlüğü,
    Harf harf söyleme ve yazma güçlüğü,
    Yazılı anlatım güçlükleri,
    Sayı algısı, sayı gerçekleri veya da hesaplama güçlükleri,
    Sayısal akıl yürütme güçlükleri.
Özgül Öğrenme Güçlüğü; okuma bozukluğu ile giden (disleksi), matematik bozukluğu ile giden (diskalkuli) ve yazılı anlatım bozukluğu ile giden (disgrafi) olarak üç alt tipe ayrılır. Alt tipler birlikte ya da ayrı ayrı görülebilir.
Öğrenme güçlüğü tedavisi nasıldır?

Tedaviye başlarken ilk adım psiko-eğitimdir. Aileye, öğretmenlere ve çocuğa yapılan eğitsel terapi, durumun anlamlandırılması ve nasıl bir yol izleneceğinin belirlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sonraki süreç için evde ve okulda eş zamanlı devam edecek bir özel eğitim ve müdahale programı hazırlanmalıdır.
Öğrenme güçlüğü olan çocuğa evde yaklaşım nasıl olmalıdır?

Tüm çocukların sevgi, destek ve cesaretlendirilmeye ihtiyacı vardır. Öğrenme güçlüğüne sahip olan çocuklar ise tüm bunlara daha fazla gereksinim duyarlar. Ebeveynler olarak asıl amaç öğrenme güçlüğünü tedavi etmek değil, karşılaşacağı zorluklar karşısında sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır. Çocuğun ev içindeki olumlu davranışlarına odaklanmak onun kendine güveninin gelişmesine yardımcı olur. Böylece çocuk zorlu durumlarla nasıl baş edebileceğini öğrenir, güçlenir ve dayanıklılığı artar. Çocuklar görerek ve model alarak öğrenir. Ebeveynlerin olumlu tutumları ve mizah anlayışı, çocuğun bakış açısını değiştirerek ona tedavi sürecinde yardımcı olur.
Öğrenme güçlüğü olan çocuğa okulda yaklaşım nasıl olmalıdır?

Okul ile işbirliği sağlamak ve iletişim halinde olmak büyük önem taşımaktadır. Bu sayede öğretmenlerin çocuğu tanıması ve ihtiyaçlarına yönelik hareket etmesi sağlanır. Her çocuğun başarılı olduğu ya da zorluk çektiği alan birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar görsel, işitsel, dokunsal ya da kinestetik (hareket) alanda kendini gösterir. Çocuğun hangi alanda gelişmiş olduğu değerlendirilerek buna uygun hareket etmek tedavi sürecine yardımcı olur. Görsel algısı kuvvetli çocuklar için kitaplar, videolar ya da kartlar kullanılabilir. İşitsel algısı kuvvetli çocuklar için ders anlatımının sesli olarak kaydedilmesine izin verilerek bu şekilde evde tekrar yapması sağlanabilir. Aynı zamanda arkadaşlarıyla çalışmasına teşvik etmek de sürece yardımcı olabilir. Örneğin, matematik problemlerinde sayıları okumakta zorlanan bir çocuk için problemleri yazıya dökerek ona sunmak gibi çözümler ile çocuğun iyi olduğu alanlar değerlendirilerek çoğaltılabilir.
Ailelere tavsiyeler

    Çocuğunuzun olumlu yanlarına odaklanın,
    Yalnızca okul başarısı ile çocuğunuzu sınırlandırmayın,
    Başarı sağlayabileceği farklı alanları keşfederek bunları yapması konusunda cesaretlendirin (müzik ya da spor gibi),
    Beklentilerinizi yapabilecekleri ile sınırlı tutun,
    Basit ve anlaşılır açıklamalarda bulunun,
    Her çocuğun kendine özgü olduğunu unutmayın.

Nis

Görmede bozukluğun erken saptanması ve tedavisi daha sonra gelişecek görme bozukluklarının önlenmesi bakımından önemlidir. Çocuklarda göz muayenesi yenidoğan döneminde başlar. Yeni doğan bir bebek mutlaka hastahaneden taburcu olmadan gözlerde enfeksiyon, katarakt, glukom ve göz anomalisi yönünden muayene edilmelidir. Bu muayene özellikle premetüre doğan bebeklerde, oksijen tedavisi görenlerde ve yoğun tıbbi tedavi uygulananlarda daha da önem kazanır. 3 ayını geçen her bebek görme alanı içine giren oyuncak veya top gibi bir objeyi takip etme yeteneğine sahiptir .Eğer bebeğiniz bu dönemde kalıcı göz teması kuramıyor ise veya görmediğini düşünüyorsanız bunu mutlaka çocuk doktorunuz ile paylaşınız. Bebeğinizin gözü ile ilgili bir şikayetiniz olsun veya olmasın her sağlam çocuk muayenesi sırasında çocuk doktoru tarafından gözler mutlaka incelenmelidir.Bu muayeneler sırasında gözle ilgili bir sorun olduğundan kuşkulanan çocuk doktoru sizi çocuk göz doktoruna ( çocuk göz hastalıkları üzerine yoğunlaşmış, özel eğitim almış göz uzmanı ) yönlendirecektir.
Okul öncesi dönemde çocuğunuzda şaşılıktan kuşkulanıyorsanız mutlaka bunu çocuk doktorunuz ile paylaşın. Ancak göz tembelliği (ambliopi) gibi bazı durumlarda hiçbir belirti vermediğinden ve çocuğunda bu yönde bir yakınması da olamıyacağından bu dönemde bir göz muayenesinin yapılması uygundur.
ÇOCUĞUNUZ HANGİ YAŞTA OLURSA OLSUN AŞAĞIDAKİ BELİRTİLER ÖNEMLİDİR:
1- Çocuğunuzun gözleri kayıyor ve her iki göz bir noktaya odaklanamıyorsa,
2- Göz bebeğinde beyaz.,gri beyaz veya sarı renkli bir yansıma var ise,
3- Gözlerin yukarıdan aşağı vaya bir yandan diğer yana çok hızlı kayarak hareket ediyorsa,
4- Gözler öne doğru yer değiştirmiş ise,
5- Gözde ağrı, kaşınma ve rahatsızlık duygusu var ve belirtilerin devamı söz konusu ise,
6- Her hangi bir gözde kızarıklık var ve geçmiyor ise,
7- Gözlerde koyu renkli bir akıntı veya kabuklanma var ise,
8- Gözlerde devamlı sulanma var ise,
9- Göz kapaklarında düşme var ise,
10- Gözleri devamlı kısıyor veya ovuşturuyorsa,
11- Gözler her zaman ışığa duyarlıysa,
12- Gözlerde her zamankinden farklı bir görüntü var ise.
Çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun yukarıdaki belirtilerden biri var ise lütfen çocuk doktorunuzu bu konuda bilgilendiriniz veya bir çocuk göz doktoruna başvurunuz.